1-Ayetlerle Cennet Nedir ve Nasıl Bir Yerdir?
1- Cennet, mü’min ve muttakiler için mükâfat olarak hazırlanmış ebedi kalacakları bir meskendir.
Tevbe 72, Furkan 15
2- Genişliği göklerle yer kadardır.
Ali İmran 133, Hadid 21
3- Orası güvenilir bir makamdır.
Duhan 51
4- Altından ırmaklar akar.
Bakara 25, Ali İmran 15,136, Nisa 57
5- Cennette elbiseler ipek ve atlastan olup yeşil renkli, altın ve incilerle bezenmiş haldedir.
Hac 23, Fatır 33, Duhan 53
6- Cennette altın ve gümüş bilezikler takılacaktır.
Kehf 31, Fatır 33, İnsan 21
7- Cennet ehli oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla birlikte girer.
Ra’d 23, Yasin 56
8- Cennette
hurilerden eşler vardır. O huriler ki yeni bir yaratılışla yaratılmış,
bakire, göğüsleri tomurcuklaşmış, yalnızca kocalarına bakan ve onlara
âşık, saklı inciler gibi iri gözlü, gün yüzü görmemiş yumurta gibi
bembeyaz, otağlar içinde ve tertemiz, yaşıt sevgililer halinde olcaktır.
Vakıa 22-23, 35-37, Nebe 33, Saffat 48-49, Rahman 72, Nisa 57
9- Oranın yemişi ve gölgesi süreklidir.
Ra’d 35
10- Berrak, içene lezzet veren, sersemletmeyen ve sarhoş etmeyen içkileri vardır.
Saffat 46-47
11- Çeşitli meyveler vardır.
Yasin 57, Zuhruf 73
12- Cennet ehlinin canlarının istediği kuş etleri vardır.
Vakıa 21
13- Cennette acıkmak ve susamak yoktur.
Taha 118-119
14- Orada ehlinin canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey vardır.
Zuhruf 71
15- Bahçeler ve üzüm bağları vardır.
Nebe 32
16- Gölgeleri ehlinin üzerine sarkar, meyveleri de kolayca koparılacak şekildedir.
İnsan 14
17- Orada boş laf ve kötü söz işitilmez, sadece selam işitilir.
Vakıa 25-26, Meryem 62
18- Orada yorulmak yoktur.
Hicr 48, Fatır 35
19- Orada ölmek de, azap da yoktur.
Saffat 58-59, Duhan 56
20- Orada korkmak ve üzülmek yok, sevinmek vardır.
Fussilet 30
21- Orada ne yakıcı sıcak görülür, ne de dondurucu soğuk.
İnsan 13
22- Bozulmayan sudan, sütten, şaraptan ve baldan ırmaklar vardır.
Muhammed 15
23- Çağlayarak akan sular vardır.
Vakıa 31
24- Yükseklerde kurulmuş döşekler ve mücevherlerle süslenmiş tahtlar vardır.
Vakıa 15, 34, Ğaşiye 13
25- Tertemiz hizmetçiler, saçılmış inci gibi vildanlar vardır.
Tur 24, Vakıa 17
26- Kalplerden kin sökülüp atılmıştır.
A’raf 43
27- Yiyecek ve içecekler altın tepsi ve kadehlerle sunulur.
Zuhruf 71
28- Sıra sıra dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır.
Ğaşiye 15-16
29- Cennetin neresine bakılsa bir nimet ve büyük bir mülk vardır.
İnsan 20
2-Ayetlerle Cennetden Manzaralar
1- “Muttakilere
vaadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar,
tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar
ve süzme baldan ırmaklar vardır...”
Muhammed 15
2- “...zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız...”
Nisa 57, Yunus 10
3- “...Yemişleri ve gölgesi süreklidir...”
Ra’d 35
4- “Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır...”
Zuhruf 71
5- “Berraktır, içenlere lezzet verir. O içkide ne sersemletme vardır ve de onunla sarhoş olurlar.”
Saffat 46-47
6- “Orada sizin için bol bol meyveler vardır, ondan yersiniz, denilir.”
Zuhruf 73
7- “Orada canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.”
Tur 22
8- “Beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri, yaptıklarına karşılık olarak verilir.”
Vakıa 20-21
9- “...Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı herşey vardır...”
Zuhruf 71
10- “...Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler...”
Kehf 31
11- “...incilerle süslenirler ve orada giyecekleri elbiseler de ince ipek ve parlak atlastandır.”
Hac 23, Fatır 33, Duhan 53
12- “...Ne
yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. Gölgeleri üzerlerine
sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.”
İnsan 13-14
13- “...Onlar için orada tertemiz eşler vardır...”
Nisa 57
14- “Gerçekten biz hurileri apayrı bir biçimde yeniden yarattık. Onları eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler kıldık.”
Vakıa 35-37
15- “Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar vardır.”
Nebe 33
16- “Çadırlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.”
Rahman 72
17- “Saklı inciler gibi, iri gözlü huriler yaptıklarına karşılık olarak verilir”
Vakıa 22-24
18- “Yanlarında
güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş iri gözlü eşler vardır.
Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdırlar.”
Saffat 48-49
19- “Çevrelerinde, Main çeşmelerinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle hizmet için ölümsüz gençler dolaşır.”
Vakıa 17-18
20- “O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedimler dolaşır ki, onları gördüğünde etrafa saçılıp dağılmış in-ciler sanırsın.”
İnsan 19, Tur 24
21- “Onlar orada ne boş bir lakırtı, ne de yalan işitirler.”
Nebe 35, Ğaşiye 11, Meryem 19
22- “...Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanç gelecektir.”
Fatır 35,Hicr 48
23- “İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar...”
Duhan 56, Saffat 58-59
24- “...Ve onlar oradan ebedi olarak çıkarılmayacaklardır.”
Hicr 48, Tevbe 72
25- “...Ve onlar pınar başlarındadırlar.”
Zariyat 15
26- “Ne yana bakarsan bak, yığınla nimet ve büyük bir mülk görürsün.”
İnsan 20
27- “Allah,
mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere
altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler
vaadetti. ALLAH’IN RIZASI İSE HEPSİNDEN BÜYÜKTÜR...”
Tevbe 72
3-Ayetlerle Cennet Kimler İçin Hazırlanmıştır?
1- İman edip salih amel işleyenler.
Nisa 57, Yunus 9
2- Allah’a ve Rasulüne itaat edenler.
Nisa 13
3- Muttakiler takva sahipleri.
Ali İmran 133, Rad 35
4- Görmediği halde Rahman’dan korkanlar.
Kaf 33
5- Allah’a yönelmiş bir kalp ile gelenler.
Kaf 33
6- Namazlarında huşu içinde devamlı olanlar.
Mü’minun 2,9
7- Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirenler.
Mü’minun 3
8- Zekâtı verenler.
Mü’minun 4
9- İffetini koruyanlar.
Mü’minun 5
10- Emanet ve ahidlerine riayet edenler.
Mü’minun 8
11- Günahlarından sonra tevbe edip salih ameller işleyenler.
Meryem 60
12- Mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler.
Saff 11
13- “Rabbimiz Allah’tır.” deyip sonra dosdoğru olanlar.
Fussilet 30
14- Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri akrabalık bağlarını gözetenler.
Ra’d 21
15- Rablerinden ve kötü hesaptan korkanlar.
Ra’d 21
16- Rablerinin vechini istemeleri sebebiyle sabredenler.
Ra’d 22
17- Kendilerine verilen rızıktan gizli ve açık infak edenler.
Ra’d 22
18- Kötülüğü iyilikle savuşturanlar.
Ra’d 22
19- İhlâs sahibi muhlis kimseler.
Saffat 40-43
20- Hesap gününe inanıp tasdik edenler.
Mearic 26
21- Şahitliklerini dosdoğru yapanlar.
Mearic 33
22- Verdikleri sözü yerine getirenler.
İnsan 7
23- Kendi canları istemesine rağmen yoksula, yetime ve esire yedirenler.
İnsan 8
4-Hadislerle Cennetin Özellikleri ve Ondan Manzaralar
1) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Aziz ve
Celil olan Allah şöyle buyurdu: «Ben salih kullarım için ahiret azığı
olarak hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir
insanın aklına gelmedik bir takım nimetler hazırladım.» Allah’ın sizleri
bu sözlerle muttali kıldığı şeyleri bir yana bırak. Bir de bunlardan
başka onun sizleri muttali kılmadığı bir şey vardır ki, o en büyüktür.”
Müslim 2824/3, Buhari 3053
2) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Allah
cenneti yarattığı vakit Cebrail’e şöyle dedi: «Git cennete bak.» Cebrail
gitti, cennete baktı. Sonra geldi ve: «Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun
ki, cenneti kim işitirse muhakkak ona girer.» dedi. Sonra Allah onu
zorluklarla donattı. Sonra: «Ey Cibril! Git cennete bak» buyurdu. Cibril
gitti, cennete baktı, sonra geldi ve: «Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun
ki, ona kimsenin girememesinden korktum.» dedi...”
Ebu Davud 4744, Tirmizi 2685
3) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennet nefse hoş gelmeyen şeylerle kuşatılmış, cehennem de nefsin arzularıyla kuşatılmıştır.”
Buhari 6412, Müslim 2822/1, Tirmizi 2684
4) Sehl bin Sa’d Es-Saidi (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennette bir kamçı kadar yer, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır...”
Buhari 6356, İbni Mace 4330
5) Sehl bin Sa’d (Radiyallahu Anh) dan; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennette sekiz kapı vardır. Bunların içinde bir kapı Reyyan diye isimlendirilir. Buradan cennete yalnız oruçlu olanlar girer.”
Buhari 3058
6) Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Muhakkak
cennet yüz derecedir. Onlardan her bir derece gök ile yer arasındaki
mesafe kadardır. Şüphesiz o derecelerin en yücesi Firdevs’tir, en
faziletlisi de Firdevs’tir. Arş, muhakkak Firdevs’in üstündedir.
Cennetin ırmakları da Firdevs’ten çıkıp akar. Bu itibarla siz Allah’tan
dilemek istediğiniz zaman Firdevs’i isteyin.”
İbni Mace 4331, Tirmizi 2651
7) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“...Şayet
cennet ehli kadınlardan bir kadın dünyaya çıkmış olsaydı, muhakkak yer
ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel bir koku doldururdu.
Ve elbette o kadının başörtüsü dünyadan ve dünyadaki her şeyden
hayırlıdır.”
Buhari 6467
8) Sa’d bin Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) dan; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennette
olan nimetlerden bir tırnağın taşıyacağı kadar bir şey görünmüş olsa
gökler ve yeryüzünün dört tarafı arasındaki her şey muhakkak süslenirdi.
Ve cennet ehlinden bir kadının bilezikleri görünse, güneş yıldızların
ışığını silip yok ettiği gibi o da muhakkak güneşin ışığını silip yok
ederdi.”
Tirmizi 2661
9) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ e Ya Rasulallah! Cennetin yapısı nedir diye sordum? Rasulü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bir kerpici gümüşten, bir kerpici altından, harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za’ferandır....”
Tirmizi 2646
10) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennette, gövdesi altından olmayan hiçbir ağaç yoktur.”
Tirmizi 2645
11) Ebu Said El-Hudri (Radiyallahu Anh) den; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şüphesiz
cennette öyle bir ağaç vardır ki, onun altında bir süvari, yürüyüşü çok
sür’atli, talimli, iyi cins bir at ile yüz sene yürürse yine onu
bitiremez.”
Müslim 2828/8, Buhari 6459, Tirmizi 2643, İbni Mace 4335
12) Ebu Musa el-Eş’ari (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İki cennet
vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan şeyler hep gümüştendir.
Diğer iki cennet daha vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan
şeyler de altındandır. Adn cennetindeki cennetliklerle Rablerine
bakmaları arasında Allah’ın vechi üzerindeki büyüklük ridasından başka
bir şey bulunmayacaktır.”
Buhari 4828, Tirmizi 2648
13) Harise bin Vehb El-Huzai (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dikkat edin! Ben size cennetlik olanları haber veriyorum: Zayıf olup zayıf görülen her kimse...”
Buhari 4902, Müslim 2853/46, Tirmizi 2732, İbni Mace 4116
14) Usame (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginler alıkonulmuşlardı...”
Buhari 6456, Tirmizi 2729
15) Abdullah bin Ömer (Radiyallahu Anh)uma den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennet
ehli cennete vardığı, cehennem ehli de cehenneme vardığında ölüm alacalı
bir koç suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yatırılıp
kesilir. Sonra bir münadi: «Ey cennet ahalisi! Artık ölüm yoktur. Ey
cehennem ahalisi! Artık ölüm yoktur.» diye nida eder. Bu hâdise
sebebiyle cennet ehlinin ferahı bir kat daha artar, cehennem ehlinin
hüzün ve kederi ise bir kat daha artar.”
Müslim 2850/43, Buhari 6457, İbni Mace 4327, Tirmizi 2682
16) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“…Cennet
ehlinden olup da dünyada en çetin ve meşakkatli hayat süren kişi
getirilir ve cennete bir daldırılışla daldırılır. Müteakiben ona da: «Ey
Âdemoğlu! Sen hiçbir çetinlik ve sıkıntı gördün mü, sana herhangi bir
sıkıntı ve zorluk uğradı mı?» diye sorulur. O da: «Hayır vallahi ya Rab!
Bana asla sıkıntı uğramadı ve ben asla şiddet görmedim.» der.”
Müslim 2807/55, İbni Mace 4321
17) Ebu Said el-Hudri ve Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh)uma den; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Bir münadi
cennet ehline: «Daima sıhhatli kalmanız ve ebediyyen hasta olmamanız
hakkınızdır. Daima yaşamanız ve ebediyyen ölmemeniz hakkınızdır. Daima
genç kalmanız ve ebediyyen ihtiyarlamamanız hakkınızdır. Daima nimetler
içinde hoş bir halde olmanız ve ebediyyen sıkıntı ve çetinliğe maruz
kalmamanız hakkınızdır.» diye nida edecektir.”
Müslim 2837/22
18) Muaz bin Cebel (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
“Cennet ehli cennete kılsız, tüysüz, yaratılıştan sürmeli, otuz veya otuz üç yaşında olarak gireceklerdir.”
Tirmizi 2669
19) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Her kim
cennete girerse nimet içinde hoş halde olur. Kendisine hiçbir sıkıntı ve
çetinlik isabet etmez. Elbiseleri eskimez, gençliği de bitmez.”
Müslim 2836/21, Tirmizi 2646
20) Suheyb (Radiyallahu Anh) den; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Amelini güzel yapanlar için güzel mükâfat ve dahası vardır.” Yunus: 26 Ayeti hakkında şöyle buyurdu:
“Cennet
ehli cennete girdikleri vakit bir münadi: «Sizin için Allah katında bir
vaad vardır.» diye nida eder. Onlar da: «Allah bizim yüzlerimizi ak
etmedi mi? Bizi ateşten kurtarmadı mı? Bizi cennete girdirmedi mi?»
derler. Melekler «Evet» diye cevap verirler. Müteakiben Allah ile cennet
ehli arasında perde kaldırılır. Allah’a yemin ederim ki, Allah, cennet
ehline kendisine bakmasından daha sevgili hiç bir şey vermemiştir.”
Tirmizi 2676
21) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Cennete
ilk girecek zümrenin yüzleri ayın ondördüncü gecesindeki sureti gibi
parlaktır. Onların ardı sıra girecek olanlar ise, semadaki en keskin
ışıklı büyük yıldızın parlaklığı üzeredirler. Sonra cennetlikler
bunların ardından birçok menziller ve derecelerdir. Onlar cennette bevl
etmezler, pislik ve dışkı çıkarmazlar, sümkürmezler, tükürmezler.
Onların cennetteki tarakları altındır, terleri misktir,
buhurdanlıklarının udu Hind ududur. Onların her biri için iki zevce
vardır ve zevceleri Huru’l-İyn’dir. Bunlardan her birinin kemiğinin
iliği letafetinden dolayı etinin üstünden görünür. Onların ahlakı bir
tek adamın ahlakı üzeredir, vücutları da ataları Âdem’in uzunluğu
üzeredir ki, o altmış ziradır yaklaşık otuz metre. Cennetlikler arasında
ihtilaf ve düşmanlık yoktur. Onlar sabah-akşam Allah’ı tesbih ederler.”
Müslim 2834/14-15-16, Buhari 3053-3054
22) Abdullah bin Kays (Radiyallahu Anh) dan; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Muhakkak
cennette mü’min için içi boşaltılmış bir tek inciden bir çadır vardır.
Onun boyu altmış mildir yaklaşık yüz kilometre. Onun her köşesinde
mü’mine mahsus birçok kadınlar vardır ki, diğerleri onları görmezler.
Mü’min kişi onları dolaşıp ziyaret eder.”
Buhari 4830, Müslim 2838/23-24-25
23) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) den; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şüphesiz
cennette bir çarşı vardır ki, cennet ahalisi her Cuma günü oraya
gelirler. Müteakiben şemal rüzgârı eser de onların yüzlerine ve
elbiselerine en güzel koku nevilerini serper. Bundan da cennet ehlinin
güzellikleri artar da artar. Güzellikleri artmış olarak kendi aileleri
yanına dönerler. Aileleri onlara: «Vallahi sizlerin bizden sonra
güzelliğiniz daha da artmıştır.» derler. Onlar da ailelerine: «Vallahi
sizler de öylesiniz. Andolsun bizden sonra sizin de güzelliğiniz
ziyadelenmiştir.» derler.”
Müslim 2833/13
24) İbni Mes’ud (Radiyallahu Anh) dan; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Ben ateş
ehlinin cehennemden son çıkacak ve cennet ehlinin cennete son girecek
olanını biliyorum. Bu bir kimsedir ki, cehennemden emekleye emekleye
çıkar. Yüce Allah ona: «Git, cennete gir!» buyurur. O kimse cennete
varır, ona öyle bir hayal gelir ki, cennet dopdoludur. Dönüp: «Ya Rab!
Ben cenneti dopdolu buldum.» der. Allah yine: «Git, cennete gir!»
buyurur. O kimse cennete varır. Cennet ona yine dopdolu gibi hayal
ettirilir. Dönüp: «Ya Rab! Ben cenneti dopdolu buldum.» der. Allah ona:
«Git, cennete gir! Dünya kadar ve dünyanın on misli kadar yer senindir.»
buyurur. O kul: «Sen yegâne Melik olduğun halde benimle alay mı
ediyorsun yahut bana gülüyor musun?» der. Vallahi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’
in gerideki dişleri belirinceye kadar güldüğünü gördüm. Sahabiler
arasında: «Cennet ehlinin en aşağı menzil sahibi işte o kimsedir.»
denilirdi.”
Buhari 6469, İbni Mace 4339
Ayetlerle cennet katları
1.Cennet-Cennetun Aliyeh,
69/HAKKA-22: Fî cennetin âliyeh(âliyetin).
Yüksek bir cennette.
2.Cennet-Firdevs Cenneti,
18/KEHF-107: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti kânet lehum cennâtul firdevsi nuzulâ(nuzulen).
Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel
(nefs tezkiyesi) yapanlar; onların ikramı, firdevs cennetleridir.
3.Cennet-Huld Cenneti,
25/FURKAN-15: Kul e zâlike hayrun em cennetul huldilletî vuidel muttekûn(muttekûne), kânet lehum cezâen ve masîrâ(masîren).
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere (takva sahiplerine)
vaadedilen, onlar için bir ceza (mükâfat) ve dönüş yeri olan ebedî
cennet mi?”
4.Cennet-Hurafan Cenneti,
29/ANKEBUT-58: Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne).
Ve âmenû olanları (Allah’ı ulaşmayı dileyenleri) ve salih amel (nefs
tezkiyesi) yapanları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere
yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici)
amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!
5.Cennet-Me'va Cenneti,
79/NAZİAT-41: Fe innel cennete hiyel me’vâ.
Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
6.Cennet-Na'im Cenneti,
5/MAİDE-65: Ve lev enne ehlel kitâbi âmenû vettekav le keffernâ anhum seyyiâtihim ve le edhalnâhum cennâtin naîm(naîmi).
Eğer kitap ehli, âmenû olup (Allah’a ulaşmayı dileyip), takva sahibi
olsalardı, elbette günahlarını örterdik. Ve onları mutlaka naim
cennetlerine koyardık (dahil ederdik).
7.Cennet-Adn Cennetleri,
13/RAD-23: Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(bâbin).
Adn cennetleri (vardır). Onların babalarından ve eşlerinden ve
zürriyyetlerinden salâha ulaşan kimseler, ona (adn cennetlerine)
girerler. Ve her kapıdan melekler, onların yanlarına girerler.
40/MU'MİN-8: Rabbenâ ve edhilhum cennâti adninilletî vaadtehum ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu).
Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların
babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâh (makamına)
ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz’sin, Hakîm’sin (hüküm ve
hikmet sahibisin).