15 Ocak 2012 Pazar

İSLÂMDA KADIN

     İslam   kadını sınırlar , hayattan  soyutlar? :
 BAŞÖRTÜSÜ : kadın  saçı  bir  süstür  ve     kadınlar  arasında  sınıf  ve  seviye  ayırımı  olmaması  için  emredilmiştir. Günümüzde  kuaförlere  daha  çok  kadınlar  gider  ve  perma , boyama   ... gibi  şeylere  daha  çok  para  harcar ... Ya  parası   ve  imkanı  olmayan  aile  ve  kadınlar  ne  yapsın .? İşte  islam  bu  süsü  sadece  mahreme - helale göstermeyi  emredip , toplum  içinde  örtünme  ile  ayırımı  ortadan  kaldırmayı  amaçlar.
          TOKALAŞMA :İnsanın  kendi  kalbi  temiz  olsa  bile  karşıdaki  insanın  içaleminden  ve  temizliğinden  nasıl  emin  olunabilecek   ki ? Ç . Çaplin ‘in   ( Niçin  her gördüğünüz  kadının  elini  öpüyorsunuz   diye  sorana )  dediği  gibi  “ Bir  yerden  başlamak  lazım  “  diyen  birisi  ile  karşılaşılamayacağını  kim  iddia  edebilir ?
        ÇALIŞMA : İslam  kadının  çalışmasına  izin  verir ( Önce Annelik  görevini  yapıp  , gelecek  nesli   yetiştirdikten  sonra ) amaO’nu  korumak  için  belli  şartlarla ; Eğit–sen‘in yaptığı bir araştırmaya göre :kadın eğitimciler arasında cinsel tacize uğrayanların oranı:% 37,7‘dir
           KADIN  ERKEK  YALNIZ  KALMASI ( haremlik selamlık  ) :Namahrem  kadın  erkek   niçin  birarada  yalnız  kalamaz ? Kadın   ve  erkek  belli  yaştan  sonra  anne- babası  ile   niçin  yalnız  kalamaz ? Kaynatası  ile  gelin   neden  yalnız  kalamaz...? En   kısa  cevabı :En sets  ilişki  olmasın  , taciz , zina   artmasın  diye...Her  gün  okunan  gazetelerdeki   fuhuş , cinayet, zina  olaylarına  haremlik – selamlık  uygulansa  idi  olur mu  idi  diye  bir  bakılsın  lütfen ...
                                                                           
    ÖNEMLİ NOT:  Biz  ( Kadın – erkek tüm )  Müslümanlar ;   “Tesettür  veya  kadın  hakları  ...”  konularında  diğer sistemlere göre  farklı  görüşleri  ileri  sürüyorsak  , bu  bizlerin  kadınlara  düşmanca , önyargı  ile ( ... )  bir  bakış  açısına  sahip olmamızdan ( ! ) dolayı  değil , aksine biz Müslümanlar  gibi  islami  eğitim  almayan  kişilerden   kadınları   ve  onurlarını  korumak  amacıyla  yapılan  bir iyi niyet  göstergesi , nemelazımcılıktan  uzak  bir  sorumluluk  örneğidir ve  Yüce   Yaratıcının  biz Müslümanlara  yüklediği  bir  görevdir!...Zaten  medyada , internette ve hayatta  “ taciz , saldırı , kadın  sömürüsü   “ yapanların   savundukları  sistem  ve  ideolojilere   objektif  bakınca  kimin  “ kadınları  korumak , kiminde  kullanma k  amacına  hizmet  ettiği  ortaya  çıkmaktadır. Kadın  satan , pazarlayan ,taciz  eden , sömüren  KAÇ DİNCİ (! ) GAZETE ; İNTERNET  SİTESİ VEYA AŞIRI  DİNCİ  GÖSTERİLEBİLKİR Kİ ?
        Biz  Müslümanlar “ O mazlum , kurban bizim eşimiz ,akrabamız değil “  deyip kenara çekilmeyiz, çekilemeyiz.Bize  göre  dünyadaki  tüm  kadınlar :  ya annemiz , ya eşimiz , ya da kız kardeşimizdir ( Hz. Adem’den  kardeş veya İslami  kardeşlik ) ; Anne   ve Eşimiz bellidir, geri kalan tüm kadınlar biz Müslümanların “ bacısı “, kız kardeşidir ve biz   onlara  öyle  bakarız. Bu ; sapıkların , metresçilerin , röntgencilerin , genelevci ve ahlak  abidesi gözüken içten pazarlıkçıların  hoşuna  gitmese de    böyledir , realite ortadadır.
      
   HANGİ  KADIN  ÖRGÜTÜ  ; GENELEVE  ,   ARABA LASTİĞİ...  REKLAMINDA  KADININ  KULLANILMASINA   KARŞI  ÇIKMIŞTIR ?.ONLAR  GENELEVDEKİ   KURBANI  KURTARMAK  YERİNE , “ SE X    EMEKÇİLERİNİN “ EMEKLİLİK  HAKLARINI   SAVUNURLAR ( TABİİ   KENDİ   YAKINI AYNI YERDEN  EMEKLİ  OLSUN  ASLA  İSTEMEZ ... ÇÜNKÜ  O  KADIN DA  OLSA , BAŞKASININ  KIZI, EŞİ ,ANNESİDİR...! )
KİMSE  CELLATI  KURTARICI  GİBİ  GÖSTERMEYE  KALKMASIN . HER   KONUDA  TEK KURTULUŞ  İSLAM’DADIR.
      " ETEK BOYU  KARARININ KAYNAĞINDA İYİ YA DA KÖTÜ DEĞERLENDİRİLMİŞ BİR TÜR DAVRANIŞ ÖZGÜRLÜĞÜ...TOPLUMSAL DAYATMALARA KARŞI GELİŞ BULUNUR..." DİYEN TENNUR KOYUNCUOĞLU'NA -Radikal :12.06.06- CEVAP :
      "GÜNÜMÜZDE " ASIL TESETTÜR TERCİHİNİ SEÇEN KADIN,
TOPLUMSAL DAYATMAYA KARŞI GELiş VE ÖZÜNDE ÖZGÜRLÜK VE KİMLİK bilinci bulunan bir davranışı seçmiş demektir.TopluMUN " AÇ , NE OLUR..." BASKISI, DERİN SİSTEMİN "İŞ, AŞ " SAHİBİ OLAMAZSIN, " SENİ ÖCÜ GÖRÜYORUZ" CÜMLELERİNE KARŞI BİR VAR OLUŞ VE BİLİNÇLİ BİR TERCİHTE BULUNMA GÜDÜSÜDÜR TESETTÜR! YOKSA TOPLUM ZATEN " AÇ AÇABİ,LDİĞİN KADAR " MANTALİTESİNDEDİR! AÇANA DEĞİL, KAPATANA BASKI VARDIR GÜNÜMÜZDE...!
                                                              KADINLARIN OY KULLANMASI
    MÜMTEHİNE SURESİ 12. AYETTE KADINLARIN BİATLARININ  - O YILLARIN OY KULLANMA ŞEKLİ - KABUL EDİLECEĞİ BELİRTİLMİŞ VE BU HAK KUR'AN İLE 1400 SENE ÖNCE KADINLARA BİR HAK OLARAK TANINMIŞTIR !HZ. RESUL'DE AKABE BİATLARINDA KADINLARDAN BİAT - OY - ALMIŞTIR.AMA DAHA SONRA PADİŞAHLIK ,EMİRLİK GİBİ MAKAMLAR İLE OY -BİAT SİSTEMİ KULLANILMADIĞI İÇİN , HEM ERKEK HEM KADIN OY HAKLARINDAN MAHRUM KALMIŞTIR!
                                                                   KADIN DÖVÜLÜR MÜ?
  HZ. EYYÜB ( AS) KENDİSİNE ASİ OLAN HANIMINI DÖVMEYE KARAR AHDEDER.İYİLEŞİNCE ALLAH AYET İNDİRİR:" ELİNE BİR DEMET ÇİMEN SAPI AL VE ONUNLA VUR ! "( SAD :44).DEĞNEK YERİNE ÇİMEN.!
  KUR'AN'DA KADINLARIN SERKEŞLİK ETME TEMAYÜLLERİ HALİNDE , AİLE HAYATINI BİTİRECEK BİR AHLAKİ ZAAFİYET DURUMU HASIL OLUNCA SIRA İLE ÜÇ AŞAMALI BİR AİLEYİ - DOLAYISI İLE  TOPLUMU - KURTARMA OPERASYONUNDAN BAHSEDİLİR (  NİSA : 34 ) :
    ( SERKEŞLİK ;AHLAKİ ZAAFİYET  OLDUKTAN SONRA  ZATEN BOŞANMA VUKUU BULACAKTIR;DOLAYISI İLE AİLELERİN DAĞILMASININ , FERT ÇOCUK,TOPLUM ÜZERİNDEKİ YIKICI ETKİLERİ ORTAYA ÇIKABİLECEKTİR !)
   İSLAM AİLE PARÇALANMADAN ,AİLEYİ KURTARMA UMUDU VARKEN ÖNLEM OLARAK ŞU TAVSİYELERDE BULUNUR:
  *" NASİHAT ET " : HANIMIN ADININ KÖTÜYE ÇIKMASINDAN,ÇOCUĞUN  ANNE ŞEFKATİNDEN MAHRUM KALMASINA,AİLENİN DAĞILMASINA,...OLAYLARA GENEL BAKMASI İÇİN KADINA NASİHATTE BULUNUR ÖNCELİKLE EŞİ...!
  * " YATAKLARI AYIRMA " : KADININ KÖTÜ EĞİLİMLERİNİ ENGELLEMEK İÇİN , PSİKOLOJİK OLARAK , AYRI KALMANIN ,YAPTIKLARINI DÜŞÜNMENİN , KÖTÜ EYLEMLERİN SONUCUNU KAVRAYABİLMESİ İÇİN BİR ORTAM HAZIRLANIR.KADIN YALNIZ KALINCA DÜŞÜNÜR,HATASINI ANLAMASI İSTENİR.
  * " AİLE DAĞILMASIN ,KADIN-ERKEK-ÇOCUK VE GELECEĞİN TOPLUMU İÇİN SON OLARAK YÜZE OLMAMAK ŞARTI İLE , BELKİ DE OT SAPI İLE ( KADIN DÖVÜLÜR DEMİYORUZ , BU DÖVME DEĞİLDİR VE İSLAM'DA DÖVME YOKTUR,... ) KADININ AHLAKİ ZAAFİYET GURURU , KÖTÜLÜĞE YÖNELMİŞ NEFSİ , ,İSTEKLERİ KIRILIR VE AİLE DAĞILMADAN SON KURTARMA OPERASYONU GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ OLUNUR!
HALA DURUM ÜMİTSİZ İSE BOŞANMA GERÇEKLEŞTİRİLİR!
    
 Hz. Âişe annemizin söylediği gibi hayatında kadına bir fiske bile vurmamıştır.  (Müslim, Fezâil 79)
               
                 
                                                                     Cennet'ten  kovulma
    İslam, daha önceki din adamlarının kadına yapıştırdıkları lanetlik durumunu tamamen bertaraf etti. Adem peygamberin cennetten çıkarılmasına neden olan suçu yalnız kadına yüklemedi. Her ikisini de sorumlu gösterdi.İslam'da kadın kötülüklerin ve şeytani iğvaların kaynağı olarak görülmez. İslam'da Hz. adem'i kadının baştan çıkarttığına inanılmaz. İslam bu bâtıl düşünceleri tamamen yıkmıştır. İslam'da Hristiyanlıkta kabul edildiği gibi ne ilk günah ne de insanın yaradılışında günah işleme temayülü diye bilinen asli günah iddialarına yer yoktur. Cenab-ı Hak buyuruyor:
"Derken şeytan onların ayağını oradan kaydırdı. İçinde bulundukları cennetten çıkardı." (Bakara Suresi : 36)
Kur'an tevbeleri hakkında da şöyle der:
"Her ikisi, Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz, dediler"(Araf suresi :24) Hatta Kur'an bazı ayetlerinde olayın sorumluluğunu Hz.Adem'e yükler  :
"Ama şeytan Adem'e vesvese verip : "Ey Adem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"  Adem Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı" (Taha Suresi : 120 -121)

                                                         KADIN YÜZÜNDEN CENNET'TEN KOVULMA2
     BU  TEVRATTAN MÜSLÜMANLARIN ARASINA  SOKULMUŞ BİR İNANIŞTIR( GENESİS:3/1-14)KUR'AN ŞEYTANIN HEM HZ. ADEM HEM HZ. HAVVA ANNEMİZE  VESVESE VERDİĞİNİ BELİRTİR! (A'RAF:20).HATTA TAHA SURESİ 120. AYETTE ŞEYTANIN SADECE HZ. ADEM'İ ETKİLEDİĞİ BİLDİRİLİR.
                                                             Kadının Aklı ve Dini Yarım mı?
  "Allah Resulü Ramazan veya Kurban Bayramında musallaya gitmek üzere yola çıktığında kadınlara rastladı ve şöyle dedi: " Ey kadınlar topluluğu sadaka veriniz, zira cehennem ehlinin çoğunluğunu sizlerin oluşturduğunu gördüm. Kadınlar neden ya Resullullah diye sorduğunda Allah Resulü "Çünkü  kadınlar çok lanet ettiler ve kocalarına karşı da nankör oldular, cevabını vermiş ve devamla sizin kadar eksik akıllı ve eksik dinli birinin akıllı ve dini sağlam bir kimsenin aklını çelebildiğini görmedim" demiştir.
  Kadınlar: "Aklımızın ve dinimizin eksikliği nedir ya Resullullah" diye sorduğunda Allah Resulu : "İki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliği yerine geçmesi kadının aklının noksanlığı, hayızlı olduğu zaman namaz kılmaması ve oruç tutmaması da dininin noksanlığıdır, cevabını vermiştir."
  Mutevelli , akla uygun olmaması, Kur'an-ın açık hükümlerine ve tarihi geçeklere ters düşmesi sebebiyle bu hadisin mevzu olduğunu söylemektedir.İbn-i Hazm, Saidi , Kasım emin...gibi alimler İslam'ın kadına her türlü tasarruf ve mülk edinme ehliyetini verdiğini ayrıca tarihi geçeklerin de kadına akli bir eksiklik atfedilmesine mani olduğunu söylemektedir.Hz.Aişe'nin ilmi sahada gösterdiği başarı ancak akli yeterliliğine sahip bir kişinin gösterebileceği bir başarıdır. Sahabeden en büyük fakihler bile, fıkhı meselelerde "Hz.Aişe'ye danışıyordu. Urve'nin Hz.aişe hakkında; Hz.Aişe'nin şiir bilgisine hayret etmiyorum, çünkü Ebu Bekir'in kızıdır. Fıkıh konusundaki ilmine de hayret etmiyorum, çünkü Hz.Peygamber'in zevcesi idi. Fakat tıp konusunda ki bilgisi beni hayrete düşürüyor." dediği nakledilmektedir.İslam toplumunda kadınlar sadece Hz.Peygamber konusunda değil, bütün devirlerde önemli roller üstlenmiştir, hatta erkeklere hocalık yapacak seviyeye ulaşmışlardır.
Hz. Ömer halifeliği esnasında kadınlarla istişare de bulunuyor, onların görüşlerini alıyordu. Hz. Ömer kızı Hafsa'ya kadınların kocalarından ne kadar sure ayrı kalmaya sabredeceklerini sormuş, kızının ona verdiği cevaba uygun olarak bu süreyi dört ay olarak belirtmiştir.Açıklanan bu örneklerin kadın için aklı ve dini açıdan herhangi bir eksikliğin söz konusu olmadığını açıkça göstermektedir. Kadının aklının eksik olduğu kabul edilirse, yükümlülük için aklının sihhatinin şart olduğunu, akli yönden eksik olan bir varlığın herhangi bir dini sorumluluğunun olmaması gerekirdi. Halbuki kadın ve erkek her müslümanın Allah'ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak konusunda aynı derece yükümlü oldukları Kur'an-ı Kerim'de açıkça belirtilmiştir.
                                                         Kadınlara Danışılmaz mı?
   Bu konuda uydurma hadis şöyledir: "Kadınlara danışın, fakat söylediklerinin aksini yapın." Aliyyu'l Kari ve el-Acluni bu hadisin uydurma olduğunu Kur'an ve sünnete ters düştüğünü söylemiştir. Yine İmam-ı Ebu İshak el-İsferayini kadınların rivayet ettikleri hükümler ve hadisler erkeklerin rivayet ettiklerine zıt düşerse kadınlarınkini erkeklerinkine tercih etmiştir. Cenab-ı Hak Peygamberine çevresindeki müslümanları kastederek der kı: "Yapacağın işler hakkında onlara danış." (Al-i İmran Suresi:159) buyurarak peygamberine çevresine danışma emri veriyor. Allah Resulunun hanımlarına danışıp da tersini yaptığına dair elimizde bir tek örnek yoktur.
   Bu sözün uydurma olduğunun en güzel örneği Allah Resulunun Hudeybiye savaşının önemli bir anında hanımı Ümmü Seleme'nin söylediği fikri doğru bularak onun sözüne uygun karar vermesidir. Hz.Ömer Şifa Hatunun fikrine çok önem verirdi. Yine mehir konusunda dörtyüz dirhemden fazla verilmemesini tavsiye eden Hz.Ömer'in mescitte cemaat huzurunda Nisa Suresi'nin 20.ayetini delil gösteren bir kadın tarafından ikaz edildiğini ve kadının gösterdiği delil karşısında Hz.Ömer'in fikrinden vazgeçtiği, hatasını itiraf ettiği, kadına dönerek "Kadın Ömer'den daha iyi bildi" dediği bilinmektedir.
   Hz.Ömer halifeliği esnasında, kadınlarla istişare de bulunuyor, onların görüşlerini alıyordu. Hz.Ömer kızı Hafsa'ya kadınların kocalarından ne kadar süre ayrı kalacağını sormuş, kızının ona verdiği cevaba uygun olarak Hz.Ömer bu süreyi dört ay olarak belirtmişdir. BUNLAR UYDURMA HADİSLER OLUP PEYGAMBERİMİZE, DİNİMİZE VE KADINLARA İFTİRADIR... ve ne yazık ki halkımız arasında söylene gelmektedir.
  • Kadınların akılları şehvetlerindedir.
  • Kadınlara itaat pişmanlıktır.
  • Kadınları Allah geride bıraktığı gibi sizde geri bırakın
  • İnsanın insana secde etmesi caiz olsaydı, kadınların kocalarına secde etmelerini emrederdim
  • Eğer kocanın tepesinden ayağına kadar bütün bedeni irinler içinde kalıp hanımı o irinleri diliyle silerse,yine de ona karşı teşekkür etmek vazifesini eda etmiş sayılmaz.
  • Namazı katleten şeyler köpek, eşek, domuz ve kadındır
  • Uğursuzluk kadında, evde ve attadır .  CEVAP VE DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
    Son söz olarak yabancı kültürlerle temasa geçilme sonucu, bu kültürlerin etkisinde kalınarak Kur'an-ı Kerim'den kopulmuş, kadını aşağılayıcı birçok görüş İslam toplumuna girmiştir.
                                                           Kadınlar uğursuz mudur?
    "uğursuzluk (anlayışı) kadında, evde ve attadır." (Buhârî, Nikâh 17; Müslim, Tıb 116). "Bir şeyde (uğursuzluk) olsaydı, bu atta, kadında, meskende olurdu."(Buhârî, Cihad 47, Nikah 17, Tıb 43,54; Müslim, Selam 119, Müslim, Tıb 117-120, (2226); Muvattâ, İsti'zân 21)

    "Ebû Hüreyre bu hadisi iyi öğrenememiş. Resûl-i Ekrem: Allah yahudilerin canını alsın, onlar uğursuzluğun evde, kadında ve atta olduğuna inanırlar' derken sözün sonuna yetişmiş, ama baş tarafını duymamıştır" diyor (Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Müsned, s. 215, no: 1537)
"Ne safer ayında, ne kuşun uçmasında, ne baykuşun gecelen ötmesinde ne de başka bir şeyde uğursuzluk vardır."
(Buharî, et-Tâc, 3/ 220; Keşfin, hafa, c.2, sh.366, Hadis No.3079; el-Câmiu's-sağir, Hadis No: 9908)
"uğursuzluk yoktur" (
Buhârî, Tıb 19, 43-45, Ebû Dâvûd, Tıb 24. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 257, 304, 319, V, 347.)
“Uğursuz saymak şirktir"
(Ebu Davud Tıb 23)
"Uğursuzluk, hiçbir müslümanı teşebbüsünden vazgeçirmesin"
(Ebû Dâvûd, Tıb 24. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II. 387, III, 349)
""Hastalığın kendiliğinden bulaşması yoktur. (YANİ MİKROP KENDİLİĞİNDEN DEĞİL, İNSAN, RÜZGAR... VASITASIYLA BULAŞIR, BAŞKA HADİSLERDE KARANTİNAYI BİZZAT HZ RESUL TAVSİYE ETMİŞTİR) Uğursuzluk da yoktur. Ben hayra yormayı yeğlerim."
(Buhârî, Tıb 19, 43–45; Müslim, Selâm 102, 107, 110, 114, 116.
Tirmizî, Siyer 47,  Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tıb 24; İbni Mâce, Mukaddime 10, Tıb 43.)
"Uğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir."(Ebu Dâvud,Tıbb 24, (3910);Tirmizî, Siyer, 47,(1614).)
"sorgusuz sualsiz cennete gireceklerden biride  "uğursuzluğa inanmayan" kimselerdir." 
(Buhârî, Tıb 1; Buhari, Rikak 21, Müslim, Îmân 374)
     
Ne İslam uğursuzluk inancını kabul eder, ne de kadın uğursuz sayılmıştır, sadece hadisi eksik anlama ve rivayet etme vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder